Meltem Güneş – Toprak Mahsulleri Ofisi’nin bu yılki hububat alım fiyatları merak konusuyken, iklim değişikliği nedeniyle bazı bölgelerde hasat erken başladı. Hububat Tedarikçileri Derneği’nce Prof. Dr. Zeki Bayramoğlu, Dr. Kemalettin Ağızan ve İsmail Kemaloğlu’nun katkılarıyla “Türkiye Tahıl Arz Güvenliğini Tehdit Eden Hususlar ve Çözüm Önerileri” raporu hazırlandı. Raporda, arazilerin bölünerek küçülmesi, su kısıtı, kırsaldan göç, girdi maliyetleri Türkiye’nin tarımsal dezavantajları olarak sıralanırken, tarımsal istihdamın son 20 yılda 7 milyon kişiden 4.5 milyon kişiye gerilediği aktarıldı.
Maliyet azalır, verim artar
Raporda, parçalı, dağınık ve ölçekten uzak araziler için “yönetimin toplulaştırılması” modelinin uygulanması önerilirken, “Anadolu’nun bazı bölgelerinde geçmiş yıllarda uygulanan, yöntem ile ilkeleri belirlenmiş, denetim ve kontrolü yapılabilen, çiftçinin rahatlıkla sisteme dahil olacağı yeni bir sözleşmeli üretim yaklaşımı hayata geçirilmeli. Bu sistemde çiftçinin bir şirkete ortak olması veya arazisini vermesi gerekmiyor. Halen çiftçilik yapanlarla hasıla paylaşım esaslı sözleşme, arazisi boş olanlarla uzun dönemli kiralama sözleşmesi, kiralama/ortaklık yöntemi ile çalışanlarla girdi ve çıktılarda birlikte üretim yaklaşımı ile verim ve kaliteyi artırmak amaçlanmalı” denildi. Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü hesaplamalarına göre bu modelin etkin olarak uygulanmasıyla maliyetlerde minimum yüzde 20 azalma, verimlilikte ise yüzde 25-30 artış yaşanabileceğine işaret edildi.
Raporda, et ve süt ile tahıl ve yem ürünleri dahil bütün tarım piyasalarında arz ve talep dengesini bütüncül bir yaklaşımla sevk ve idare edecek ve tarımsal düzenleme kurumlarını çatısında bulunduracak şemsiye bir düzenleme kurumu olarak “Tarım Ürünleri Piyasa Düzenleme Kurumu”nun kurulması gerektiğine de dikkat çekildi. Gelir koruma sigortasının da artan iklim ve piyasa risklerinin telafisi açısından etkin kullanılması gerektiği belirtildi.
Makarnalık buğdaya ayrımcılık
Sulu tarım yapılan ve alternatif ürün yetiştirme imkânı olan Güneydoğu Anadolu, Akdeniz, İç Anadolu gibi bölgelerde makarnalık buğday için pozitif ayrımcılık yapılarak ekim alanlarının yaygınlaştırılması da önerilen raporda, “Makarnalık buğdayın uluslararası piyasada üreticisi sınırlı olduğu gibi dünyanın en kaliteli üretimini yapabilen ülkesiyiz. Görev zararları yapmadan ihracat imkânı yanında makarna sanayinin yerli buğday ile mamul ihracat potansiyelini artırabiliriz” denildi.